12 Oca 2017

Judith McNaught -CENNET -Kitap Yorum




Danielle Steel ve Nora Roberts hayranı okuyucularımızın çok severek okuduğu bir yazar olan Judith McNaught, Amerika'daki hatta dünyadaki aşk romanı yazarları arasında seçkin bir yere sahip. Yazarın öykü kurmadaki ustalığı, en sevilen kitabı olan 'Cennet'i modern bir masala dönüştürmüş.

Bancroft mağaza zincirinin mirasçısı Meredith, babasının baskıcı dünya görüşü nedeniyle yalnız ve mutsuz bir çocukluk geçirmiştir. On sekiz yaşındayken hayatına giren Matt, deneyimsiz genç kızın dünyasını aşkla donatır.

İki genç de ışığa kavuşmak için ölümü göze alan pervaneler gibi kendilerini aşk ateşine atarlar. Ancak acıklı rastlantılar ve Philip Bancroft'un korkularından kaynaklanan tutuculuğu her şeyi tersine çevirir. Aşk her iki genç için de üstüne perde çekilip unutulması gereken bir duyguya dönüşür. Yıllar sonra tekrar karşılaşıncaya kadar... Fakat yıllar pek çok şeyi değiştirmiş, ikisinin de önünde başka ufuklar açmıştır...
Tanıtım Bülteninden 


Judith McNaught (d. 14 Mayıs, 1944) Kitapları, 30 milyondan fazla basılmış ve New York Times en çok satanlar listesine birkaç kez girmiş, ABD'li, aşk romanları yazarı. 19 yy'ın ilk başlarında, İngiltere'de geçen tarihi aşk romanları ile bu tarz romanların öncüsüdür. Daha sonra 50'den fazla yazar Judith McNaught'un izinden giderek, aynı stilde yazmaya başlamışlardır. Ayrıca CBS radyo kanalının ilk kadın yapımcısıdır.


Çok bilinen bir yazarmış özellikle tarihi aşk roman okuyucuları tarafından ,benim de okumayı sevdiğim tür olsa da yazarı yeni tanıdım sayılır.Westmoreland ve Sequel serisinden iki kitabını okudum.Düşler krallığı çok methedildiğini görsem de henüz ona başlayamadım bir türlü..

Bu romanda aslında tarih olarak çok da eskilere gitmiyoruz.1973 te başlıyor hikayemiz tarihin tozlu sayfalarında ki o aşkların daha modern hali..

Bu tarz severler zaten okumuştur da belki benim gibi yeni keşfedenler de olur dedim bende bir iki kelam edeyim😊

Daha önce okuduğum kitaplarına göre daha az akıcıydı sanki bana,hoş bugün başından kalkmadım orası da ayrı😛 Bazı diyaloglar biraz fazla sıkıcı geldi  ,özellikle iş konusunda..Meredith için şirket her şeyi anlıyorum da okuyucu olarak biz pek çalışmayı sevmiyoruz😝
Birde beni şaşırtan diğer olay annesi ile olan hikayeyi niye bu kadar üstün körü yapmış.Onun yerine daha bir sürü gereksiz konu vardı ki Meredith'in annesiz geçen yıllarını düşünce yıllar sonra karşısına çıkıyor bence yazar o kısmı niye es geçmiş oradan da  dram çıkardı bir güzel salya sümük olurduk 😭 Ben o kısmı çok merak ettim nasıl davranacak, tutumu ne olacak o yüzden birden çok ayrıntıya girmeden geçmesi olayı beni şaşırttı açıkçası😲
Ve babası olan o adam yani affedilir gibi değil,Meredith maşallah bayağı merhametli çıktı ,hoş baba olarak kendince haklı sebepleri olsa da insan öz kızına niye acı çektirmek ister ki...Düşük olayında bile acaba babasının parmağı var mı diye düşünmedim değil yani ama öyle bir şey çıkmadı..Birde o avukat cinayeti yazar Matt'ten şüphe etmemizi mi istedi cidden niye hala içimde bir şüphe var benim❓❓🙊🙈 
Gerçekleri öğrendikleri zaman onlar ağladı ben ağladım 😢😢😭 

Philip ile Coraline da ayrı bir aşk hikayesi ama para ve güç adama yanlış kararlar aldırmış.

Lisa 'ya gelince ben şok yani,az çok şüpheye düşüyordum sürekli takılmandan ama bende Meredith gibi öğrenince sevinsem mi üzülsem mi bilemedim yani..
Parker'dan da az şüphelenmedim değil hani hisseler konusunda neyse ki temiz çıktı.

Yani o kadar çok olay olunca aşk romanı olsa da ben okurken herkese şüpheyle yaklaşır olmuşum anlaşılan😂

Birde Matt'in niyeti intikamdı da  sonradan niyet değişince o hisseler ne oldu hak sahibi oldu mu yani şirkette..neyse iş konularına çok kafa basmıyor napıyım💤 ya da ben okurken bir şeyleri kaçırmış olabilirim.🙈



Bana göre 😉
7/10




Yazar:Judith Mcnought
Yayın evi:Epsilon
Sayfa:544
Basım:2005-2010


0 yorum:

Yorum Gönder